Çoğumuz yaşamıyoruz dostum.

Hayatı hep yağmur altındaki bir otomobilin ön camından, silecekleri çalıştırmayı unutmuşuz gibi izliyoruz. Hani Bülent ORTAÇGİL gibi "cansız camardından tül perdelerden".

Silecekleri çalıştırmayı bence unutmuyoruz. Kasten çalıştırmıyoruz. Yoruluruz sanıyoruz. Cesaret edemiyoruz. Üşeniyoruz. Ama yorulmadan yaşanamayacağı gerçeğini kaçırıyoruz o zaman...

Yorgun olmak yaşamışlığın belirtisi değil mi dostum.
Biz kasten yaşamıyoruz...
Silecekler çalışmadığında, ağaçların kıvrımlarındaki şiiri yakalayabiliyor muyuz ? Sokak lambasının şarkısını duyabiliyormuyuz ? Sağlı sollu dizilmiş eciş bücüş görünen evlerin, aslında ne mükemmel bir uyum içinde omuz omuza verişinin, birbirine destek oluşunun ne kadar farkındayız ? Dökülen sonbahar yaprağının bağlı olduğu dalı terkedip yere düştüğünde duyduğu acıyı hissedebiliyor muyuz ?

Farkedemiyoruz dostum farkedemiyoruz.
Çalıştırın silecekleri. Hatta arabadan inin.
Islanacaksınız ama YAŞAYACAKSINIZ..

 

Ramiz ŞENMAN - Ocak 2005

 

 

Diğer Yazılar

Kırık Kalp (Şubat 2006)
Aşk (Ağustos 2005)
Bir Hikaye (Ocak 2005)